Alışamıyorum

 



 Ankara'da hafif soğuk bir salı gününden herkese merhaba. Blog'uma tekrardan hoş geldiniz. Yakın zamanda yine bir yazı yayınlamış olamama rağmen bir arkadaşımın da etkisiyle bugün yepyeni bir yazı daha yazıp yayınlamaya karar verdim. Bu yazımda son zamanlarda yaşanan olaylardan dolayı oluşan duygu değişimlerim ve bu son zamanlarda yaşanan olaylardan bağımsız olarak canımı sıkan her olay hakkında fikirlerimi sizinle paylaşacağım. Seneler gelip geçiyor, dün düşündüğüm güzel düşüncelerin hepsinden birer birer uzaklaşıyor ve yaşadığım ve yaşayacağım hiçbir şeye tamamen alışamayacağımı yavaş yavaş fark ediyorken bazı şeyleri - hazır bir blog'um var - yazıya dökeceğim. 

  Öncelikle yeni seneye girer girmez Boğaziçi Üniversitesine büyük tartışmalarla birlikte yapılan ''kayyum'' rektör atamasına karşı Boğaziçi öğrencileri ve başka üniversitelerin öğrencileri arasında başlayan dayanışmaya selam vererek yavaştan konuya girmek
istiyorum. Tabi başlamadan belirtmek isterim; bu dayanışma daha önceden ortaya çıkmış öğrenci dayanışmaları gibi sadece bu rektör atamasına karşı değil, ülkemizdeki belediyesinden tut şirketine, vakfından tut üniversitesine yapılan kayyum atamaları; azınlık, muhalif, farklı seslerin susturulması ve özgürlükleri kısıtlayıcı olması için yapılan bütün eylem, kanun ve çalışmalara karşı başlamıştır ve medyada belirtiği gibi terörle bağlantısı yoktur dedikten hemen sonra selam vermeye dönmek istiyorum. 

  Pandemiyi de fırsat bilerek kendi çıkarlarını durmadan besleyen, pek çok alanda yaptıkları gibi üniversitelerde de kendi adamlarıyla yönetim mertebelerini dolduran bunun sonucunda Türkiye'de liyakatsızlık zincirini daha çok uzatan ismini zikretmeyeceğim diktaya da selam vermek istiyorum. Ayrıca ülkenin kolluk kuvvetlerini, terörist diyerek hedef gösterdiği üniversite öğrencilerinin üzerine salan bir diktanın oyuncağı olmuş insanlara da selam vermek gerek. Bu selam verdiğim dikta ve onun oyuncakları bu ülkede son zamanlarda alışamadığım ve alışamayacağım öyle işler yapıyorlar ki yaptıkları bu işlerin bende yarattığı fikirler ve duygular yüzünden kendime zarar vermekten çok korkuyorum. Tabi ki bu kendime verebileceğimden korktuğum zarar fiziksel değil, daha çok zihinsel. Ve ben bana zihinsel olarak zarar verebilecek olmalarına alışamıyorum. Beni terörist ilan eden insanların sözüyle, beni hor gören pek çok insana alışamadığım gibi. Yine bu insanların benim gibiler hakkında ileri geri konuşmalarına alışamadığım gibi. Ne kadar çaba harcasam da çabalarımın boşa gitmesine sebep olanlara alışamadığım gibi, gibi, gibi. Alışamadıklarım listesi işte böyle sürüp gidiyor.

  Ama en çok da gelceğim hakkında kaygılanmamı, elimde olmayan sebeplerden de durduramıyor olmamı kaldıramıyor, buna alışamıyorum. Düşüncelerim yüzünden yalnız kalmaya, ve yine düşüncelerim yüzünden bana bir bokmuşum gibi davranılmasına alışamıyorum. Ayrımcılığa alışamıyorum. Ten renginden dolayı yapılan, dilinden dolayı yapılan, cinsiyetinden dolayı yapılan, tipinden dolayı yapılan... Değiştirilmesi gereken çok şey varken değişim için hiç bir şey yapılmamasına, yapmadığıma, yapamadığıma alışamıyorum. Sen kimyacı olacaksın eyvallah ama sana iş yok denilmesine ve bunu diyenler yüzünden kendimi gereksiz bir birey gibi hissetmeye alışamıyorum. Ölmemesi gereken kadınların, çocukların, insanların ölmesine ve öldürülmesine alışamıyorum. İnsanların aç kalmasına alışamıyorum. Evet, alışamıyorum! Haksızlıklara, adaletsizliklere alışamıyorum. Savaşların olmasına, insanların birbirini kırmasına alışamıyorum. Yaşanılmaması gereken şeylerin sürekli yaşanmasına alışamıyorum. Güçsüzün güçlü tarafından ezilmesine ve daha da önemlisi bunu durdurmamıza, durduramayacak olmamıza alışamıyorum. Sınırlara alışamıyorum; bizi birbirimizden ayırmasına, aslında tek olduğumuzu unutturmasına alışamıyorum. Emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamadığımıza alışamıyorum. Dayatılan bu sisteme alışamıyorum ama bundan da önemlisi bu sistem dışında başka bir seçeneğimiz olmadığını bize inandırmalarına alışamıyorum.  Demokrasi denilen dev bir yalanla bir grup insan tarafından hayatımın, hayatımızın belirlenmeye çalışılmasına alışamıyorum. 

BEN BÖYLE KÖTÜLÜKLERLE DOLU OLAN BİR DÜNYADA YAŞAMAYA ALIŞAMIYORUM! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Farklı

Hiç Doğmamış Olmayı Dilerdim

Kayıp