Dünya'da ve Türkiye'de Bilim Karşıtlığı Hakkında Kısa Bir Yazı

  Şu pandemi günlerinde de karşımıza sıkça çıkan, pandemiye ve aşı gelişimine olan bilim karşıtı yaklaşımlar aklıma bir kaç sorunun takılmasına sebep olmuştu: Dünyada bilim karşıtlığı nasıl ortaya çıktı? Günümüzde hala neden bu kadar bilimi itibarsızlaştırmaya çalışan yayınlar ortaya çıkıyor? Neden insanlar en çok ihtiyaç duyulan dönemlerde bile bilime güvenmiyor(?) ya da güvenmek istemiyorlar? Bugün dünya ve Türkiye'deki bilim karşıtlığı hakkındaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.



  İlk Çağdan itibaren bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte oluşmaya başlamış bilim karşıtlığı, hala günümüzde de güç kazanmaya devam ediyor. Özellikle Türkiye'de evrim karşıtlığı olarak önümüze çıkan bilim karşıtlığı, gücünü eğitim almamış insanların düşüncelerinin bazı kurum ve kişiler tarafından manipüle edilmesinden alıyor. Genelde aynı argümanları kullanarak bilimi itibarsızlaştırmaya çalışan bu hareketlerin motivasyonunun bilimsel ve teknolojik araştırmaların fonlarını yüksek ve gereksiz bulması ve bu araştırmalar gibi uzun vadede sonuç verecek çalışmalar yerine kısa vadede çok daha fazla kazanç getirecek alanlardaki çalışmalara harcamanın daha iyi olacağını düşünen burjuvanın aç gözlülüğü olduğunu düşünüyorum. Buna bağlı olarak da bilim karşıtı hareketlerin soylu ve varlıklı olup güç ve varlıklarını katlamaya çalışan çevreler tarafından desteklendiğine inanıyorum. 

  Bu durum ülkemizde böyleyken, Dünya'da da farklı bir durumda değil. Ülkemizde halihazırda düşük olan araştırma fonlarından dolayı fark edemesek de dünya genelinde bilim harcamalarındaki belirgin düşüş bize bu bilim karşıtı hareketlerin amaçlarına rahatça ulaşabileceğini bize gösteriyor. Bilim ve teknoloji gelişmelerine karşı takınılan tavır gerçekleri yitirip doğrulardan uzaklaşmamıza sebep oluyor. İnsanlar olarak doğrulardan uzaklaştıkça da gerilememiz kaçınılmaz oluyor ve bu bir döngü olarak devam ediyor. Peki biz bilim ve teknolojinin gelişiminin insanlığı daha iyi yerlere getirebileceğine güvenen insanlar olarak ne yapmalıyız? 

  Kesinlikle en az bir bilim alanında (felsefe, tarih, dil, matematik, fizik, kimya, jeoloji vb. artık hangi alana daha çok ilgi duyuyorsak) çalışmalara dahil olmalı ve o alanda eğitim almalıyız. Güvenilir ve sözü geçen bilgi kaynaklarını bulmak için araştırmalıyız. Dünya çapındaki gelişmeleri takip etmeli ve uluslararası yayınları okumalıyız. Fikirlerimiz ne kadar yanlış olursa olsun bunu paylaşmalı ve bu konu hakkında söz sahibi insanların geri dönütlerine göre fikirlerimizi şekillendirmeliyiz. Yakın çevremizden başlayarak insanları gelişime teşvik etmeli ve bilim karşıtı hareketlere karşı bilgilendirmeliyiz. Son olarak gericiliğin ve gelişim karşıtı hareketlerin de bulaşıcı birer hastalık olduğunu unutmamalıyız. İyi bir gelecek bilim ve teknolojideki gelişmelerle mümkün.

  Eğer buraya kadar okuduysan teşekkür etmek ve bir şeyi hatırlatmak isterim. Bu yazıda geçen şeyler benim şahsi düşünce ve yorumlarım olup gericilik dışında hiçbir şeye saldırı amacı taşımamaktadır. Eğer bu konu hakkında senin de kendine ait düşüncelerin varsa paylaşmanı çok isterim. Bilimin ışığıyla karanlığı fethet!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Farklı

Hiç Doğmamış Olmayı Dilerdim

Kayıp